Okula kim başlıyor ?
Günümüzde okula başlamak çocuklar kadar ebeveynleri içinde yeni bir sayfanın açılması anlamındadır. Çocuk için ilkokul çoğu zaman bilinmezlerle doludur.
· Acaba anaokula benziyor mu?
· ilkokulda da oyun oynanıyor mu
· En sevdiğim arkadaşım da benim sınıfımda mı olacak
· Yeni öğretmenim nasıl biri. Anaokul öğretmenim gibi beni çok sevecek mi?
· Ders dedikleri zor mu acaba ?
· Okula gidince büyük adam olucam. Büyük adam ne peki?
· Eve gittiğimde oyun oynayabilecekmiyim ? Yoksa hep ders mi çalışacam
· Derslerim iyi olmazsa annem babam beni yine sever mi ?
· Ben okulda iken kardeşim ne yapacak hep annemin yanında mı olacak ?
· Annem beni okulda unuturmu ?
Göründüğü gibi çocuklar için bir sürü belirsizlikle doludur okul. Belirsizliklerde her zaman kaygının öncüsüdür. Bu nedenle anne babanın okulda ne yapacakları ile ilgili çocukları ile konuşması anlatması ve öncesinde öğretmen ile tanışması okulunu görmesi önemli ayrıntılardır. Ama burada önemli olan bir noktada ebeveynlerin okulu nasıl gördüğüdür.
Okul anne baba için ne ifade ediyor?
· Çocuğum okulda başarılı olacak mı? (başarının ölçütü acaba ne)
· Derslerde başarılı olmak (sadece notlar mı ölçüt ) komşunun çocuğu, kardeşleri, anaokul öğretmenin dedikleri anne babaları ne kadar etkiliyor?
· Arkadaşlarıyla iyi geçinmek
· Sınıfın düzenine uymak
-Çocuğum okulda mutlu olacak mı ?
Buraya daha bir çok soru ekleyebiliriz. Ama en önemlisi bunların birlikte olduğu zaman ortaya çıkacak olan mutluluktur. Mutlu olmak için çocuk bunları birlikte yapmak zorundadır. Bu durum ona yeni bir yük getirir. Çünkü bu dönemde sosyal ilişkileri daha önce yaşadığından farklıdır. Artık en hızlı koştuğu için ya da çok zıpladığı için eskisi kadar rağbet görmemektedir. Dersleri de iyi olmalıdır ki arkadaşları onu dışlamasın, öğretmeni daha çok sevsin, anne babası da mutlu olsun. Yani mutlu olma kavramı artık eskisi kadar kolay olamamaktadır. Bu daha oyun çağını bitirmemiş ve asla bitmesini istemeyen bir çocuk için oldukça zordur. Artık anne babaların yaşadığı hayatın provasını yapmaya başlamışlarıdır. Bu sizin de tahmin ettiğiniz gibi 60 -66aylık çocuklar için daha da çekilmez hale gelebilir. Aslında birinci sınıf çocuğundan beklenmesi gereken okulda uyumlu olması, okuma- yazmayı öğrenmesi ve yakın olabildiği birkaç tane arkadaşının bulunmasıdır. Bunları başarabilen çocuk sosyal ilişklerini, öğretimi 1. Sınıf için başarmış olacaktır.
Yine anne ve babalara dönersek onlar da okul açılmasıyla birlikte kendi çocukluğundan olan yükleri de bazen çocuklarına yansıtabilirler.
· Ben çok zor okudum ama onu özel okula yolluyorum o benim gibi zorlanmasın
· Ben okuyamadım, bu nedenle hayatta çok zorlandım. o benim gibi olmasın okullarını hepsini tek tek bitirsin
· BENİM çocuğum benim gibi başarılı olmalı.
Bazende çocuğun sorumluluğu tamamen annenin üzerindedir (babanın iş yoğunluğunun fazla olması, şehir dışında çalışması, babanın kişilik özellikleri, aile yapısı vb). Yani çocuğun başarısızlığı durumunda ilk hesap sorulacak kişi annedir. Anne bu durumda çocuğuna daha kaygılı yaklaşabilir.
Yani kendi hayatımızda ki yükler çocuğu da yüklendiği zaman kaygımızı beklentilerimizi, yapamadıklarımızı çocuğa yüklemiş oluruz. Bu çocuk her yaşta taşınması oldukça ağır bir yük olup bazen bu yükü hayatı boyunca taşıyabilir.
Okul görüldüğü gibi çoğu zaman sadece çocuğun değil ebeveynlerin hayatında da yeni bir sayfa açar. Bu sayfanın güzelce dolması için ebeveynlerin ilk önce çocuklarının yapabildiklerini görmeleri, onun hala bir çocuk olduğunu unutmadan davranmaları, öğrenmenin sonu olmayan bir merdiven olduğu ve basamakları tek tek çıkması gerektiğini ve ebeveynler mutlu oldukça çocuğun mutlu olabileceğini unutmadan davranmaları gerekmektedir.